24 Mart 2014 Pazartesi

Tekli Koltukta Emeklilik Hayatı


Üniversite hayatım boyunca bana maddi manevi destek olan dedem ve teyzemi çok özlüyorum. Onlar şuanda Ege kıyısındaki güzel yazlıklarında emeklilik hayatlarının keyfini sürüyorlar. Geçen hafta yine o civardan eski bir arkadaşımın düğünü oldu. Gitmişken dedemlerde kalmaya karar verdim.


Teyzemin güzel yemekleri, akşamları yemek sonrası dedemle yaptığımız çay sohbetleri ve yeşillerle çevrili güzel evleri bana inanılmaz güzel duygular yaşatıyor. Düğün günü sabah uyandık ve güzel bir kahvaltı yaptık. Ondan sonra dedemin dinlenme odasında dedemle biraz koyu bir sohbete başladık. Dedemin kendine özel bir tekli koltuk kullanıyor. Bir de yanında şirin bir sehpa var. Üzeri gazete ve sevdiği 2-3 derginin son sayıları ile dolu. Sonra biraz düşündüm de tekli koltuk sanırım bir eşyadan çok daha fazlası. Yani düşünsenize, size özel bir tekli koltuğunuz var. Yemek sonraları ona oturup pencereden denizi izliyorsunuz. Yanınızdaki sehpada ise sevdiğiniz kitaplar, dergiler var. Hele bir de o sehpa ahşap ise resmen nostalji dolu bir dünya sizin oluyor. Kenarda sesi sanki uzaklardan geliyor kadar kısık olan bir radyo…


Sanırım benim istediğim emeklilik hayatı da bunun gibi bir şey. Kahvaltıdan sonra güzel manzaralı bir balkonda tekli koltuk istiyorum. Sanırım istediğim şey çok değil. Tabi bir de hayvanlara olan ilgim sebebiyle köpek beslemek, akşamları sahilde onunla yürüyüşe çıkmak istiyorum. Sanırım bir an önce yaşlanmak isteyen ender insanlardan biriyim.

14 Mart 2014 Cuma

Tek Kişilik Bir Yaşamın Vazgeçilmezi: Tekli Koltuk

Çoğu kişinin hayalidir yalnız yaşamak. Birkaç kişi aynı evde kalanlar her zaman gıpta eder yalnız yaşayan insanlara. “Ohh be, karışan yok görüşen yok ne rahatsın” derler. Çünkü yalnız yaşıyor olmak onlara göre, temelde sadece kendinden başka hesap verecek birinin olmamasıdır.



Oysa yalnız yaşayan bilir, hiç de kolay değildir bir evin tüm sorumluluğunu omuzlarına yüklemek. Kirası, faturası, bozulan muslukları… Bunları önemsemiyorum bile. Sadece psikolojik olarak bile herkesin üstesinden gelebileceği bir yük değil bu. Çünkü insan, doğası gereği bir arada ve topluluk halinde yaşamak için kodlanmış bir canlı. Her ne kadar günümüz insanı günden güne yalnızlaşıyor olsa da, sonuçta kişinin bu yalnızlığı da bir şekilde kalabalıkların içindeki bir yalnızlık biçimi. O kadar da yalnızlık değil yani anlayacağınız.



Ha derseniz ki yok mu arkadaş yalnız yaşamanın güzellikleri, keyfi; var tabi olmaz mı. Bir kere gerçekten de karışanınız edeniniz yok. :)) İkincisi de siz de benim gibi sessizlikte huzur bulanlardansanız hele tadından yenmez tek kişi yaşamak. Hatta bunu sevenlere bir tavsiyede bile bulunabilirim, cam kenarına bir tekli koltuk koyun. İddia ediyorum, tek kişilik bir yaşamın vazgeçilmezidir tekli koltuk. Bizim gibi tekler için üretilmiştir bir kere. Bize özeldir. Önüne de bir sehpa atın. Hele bir de kaloriferiniz varsa camın kenarında, kış günleri akşam olsa da evime gitsem diye geçireceksiniz tüm gününüzü emin olun.


Kurulmadan önce çayınızı ve kitabınızı da eksik etmeyin ama.